Kanunda sınırlı olarak sayılan özel boşanma nedenlerinden birisidir. Evli bir erkek veya kadının, kocası veya karısı dışında üçüncü bir kişiyle isteyerek cinsel ilişkiye girmesi zina olarak tanımlanır. Çünkü bu hal, eşlerin, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranış niteliğinde olduğundan diğer eşe boşanma davası açma hakkı verir. Bir fiilin zina sayılabilmesi için; evlilik ilişkisinin bulunması, başkasıyla cinsel ilişkide bulunma, zina edenin kusurlu olması gerekmektedir.
Zinadan ne anlaşılması gerektiğini kanun belirtmemiştir. Dolayısıyla da zina olarak kabul edilebilecek davranışlar Yargıtay ve öğretide farklılık göstermektedir. Örneğin cinsel ilişki girişiminde bulunmak mesela flört etmek , cinsel ilişki gerçekleşmeksizin öpme, sarılma biçimindeki davranışlar zina sayılmamaktadır. Ancak Yargıtay aksi görüştedir. Teşebbüs aşamasında kalan, zina yapıldığı intibasını uyandıran olayların bulunması durumunda da zina sebebine dayalı açılan boşanma davasının kabulü gerektiğini kabul etmektedir. Evlilik birliğinden önce veya evliliğin kalkmasından sonra ayrı cinsle bir kişiyle cinsel birliktelik yaşanmış olması zina sayılmaz.
Zina eylemi kişiler arasında büyük bir titizlikle ve gizlice oluşmaktadır. Bu sebeple de zinanın suçüstü olarak tespit edilme halinin dışındaki durumlarda hakimin boşanmaya karar verecek şekilde kanaati oluşmalıdır. Örneğin telefonla görüşme, mesaj gönderme, bu kişinin arabasına binme eylemleri zina fiilinin gerçekleştiğine delalet sayılmamaktadır. Önemli olan mesajların içerikleri, telefon görüşmelerinin ne maksatla yapıldığı ve ne söylemler içerdiğidir. Yargıtay tek başına bunları zina sebebi saymamaktadır. Ama bir erkeğin uzun süre eve alınmasını, veya evin lavabosunda yarı çıplak olarak yakalanmış halini zinanın varlığı hakkında karine saymıştır.
Açılan bir davada , davacının delillerinden davalının zina yaptığına ikna olmaz ise bu sebeple boşanmaya karar vermeyebilir.Davalının mahkemede zina yaptığını kabul etmesi, hakimi bağlamaz. MK m.161/3 göre zina yapan eş aleyhine boşanma davası açılabilmesi için, bu eşin dava hakkı olan eş tarafından affedilmemiş olması gerekir.
Af halinde, artık zinaya dayanan boşanma davası açılamaz. Burada dava açmayı düşünen eşin hem zina sebebine hem de genel boşanma sebebine dayalı olarak dava açmasında bir sakınca yoktur. Hatta zina sebebi ile boşanma davası açma süresini kaçıran eş, zinanın ispatlanması durumunda mahkeme süre nedeniyle doğrudan zina sebebine dayanamasa bile genel boşanma sebebi ile boşanmaya karar verebilir. Zina eylemi kusura dayalı bir boşanma sebebi olduğu için hakim ortak hayatın eş için çekilmez hale gelmiş olup olmadığını araştırmaksızın boşanma kararı verebilir.
Zina sebebi ile açılmış bulunan davadan feragat etmek de af niteliğindedir.
Zina nedeniyle boşanma davasının, boşanma nedeninin(zinanın) öğrenilmesinden itibaren altı ay ve her halükarda zinanın yapıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde açılmış olması gerekir. Buradaki süre hak düşürücü süre olup hakim tarafından re”sen (kendiliğinden) dikkate alınır. Zina eylemi Türk Ceza Kanunundan suç olmaktan çıkmıştır. Davacı taraf, zina yapan eşten zina yaptığını ispatlamış olduğu takdirde de manevi tazminat talep edebilir.